• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Takvim
PEYGAMBER SEVGİSİ

Sevgili Peygamberimizi çok seven bir genç talebe vardı. Allah (c.c.)’tan çok gayreti ve başarılı olması için yardım talep ediyordu. Çünkü Hz. Peygamber’in bulunduğu Medine’nin kadısı olmak istiyordu. Hatta kadı olduğunda kendisinden ne istenirse herkese bütün parasını dağıtacağını söylüyordu. Genç adam okuduğu mekteplerde başarılı oldu ve birkaç yıl sonra da Medine baş kadısı seçildi. Medine’ye gitmeden evvel, Şam’da bulunduğu sırada orda bir dilenciyle karşılaştı. Dilenci ondan elini uzatarak: “Allah (c.c.) rızası için bana para verir misin” dedi. Yeni tayin olmuş kadı, cebindeki bütün parasını altınlarını dilenciye verdi.

   Kadı Medine’ye ulaştığında; Mescid-i Nebi’nin içinde bulunan Hz. Peygamber’in Kabrini ziyarete gitti. Mescide girdiğinde, adamın biri ayaklarını kâinatın Efendisinin yattığı tarafa doğru uzatmış uyumakta olduğunu gördü. Bir insanın böylesine saygısızca hareketine çok öfkelindi; adamı şiddetlice tekmeleyip azarladı. Adam kendisini toparlayıp Mescidi terk ederken hüzün dolu gözlerle öfkeli adama bakıyordu.

   Kadı evine döndü ve yatsı namazından sonra uykuya daldı. Uykusunda tekmelenen adamın kendisini Hz. Peygamber’e şikâyet ettiğini gördü. Adamlar kadıyı alıp Hz.

   Peygamber’in karşısına diktiler. Hz. Peygamber kadıya döndü ve neden bu zatı tekmelediğini sordu. O da olayı gördüğü gibi anlatıp adamın bu kadar saygısız olmasından dolayı çok kızdığını ve onun için yaptığını anlattı. Hz. Peygamber daha nazik olabilirdin ifadesini kullandıktan sonra iki adamın kucaklaşarak birbirini affetmesini teklif etti. Bu söz üzerine iki adam kucaklaştılar.

   Kadı uyandığında neredeyse namaz vakti gelmişti. Mescide gitti yine ve ayni yerde ve yine ayni adam ayaklarını kabre doğru uzanmış halde uyuduğunu gördü. Bu defa genç kadı adamın ayaklarını öptü ve dedi ki: Lütfen beni affet. Adam şöyle cevap verdi: Neden böyle telaşlanıyorsun? Bir az evvel Hz. Peygamber’in huzurunda barışmadık mı? Al işte şunlarda senin sözünü tutmak uğruna bana Şam’da verdiğin sadakalar. Dün gece burada yaptığımı bilerek yaptım. Çünkü sen Hz. Peygamber’imizi görmek istiyordun. Bu vesileyle görmüş oldun.

                  Aziz Dostlar!

     Sırlara ulaşmak mı istiyorsunuz? Sizlere cevabım şu şekilde olacaktır: Duamızın şekli önemli değildir! Esasta reçetesi önemlidir.

   Günlük işlerinizi yaparken, kalbinizi karşılaştığınız herkese karşı ve her şeye hep müspet ve çok çok iyi düşünün. Göğsünüzde minyatür bir güneş taşıdığınızı hissedin. Başınız ve ağzınız konuşmalarla meşgul iken, kalbinizden çıkan ışığın karşınızdakinin kalbine temas etmesini ve onu ısıtmasını izleyin.

   Sırlara nasıl ulaşılır ve çalışma şeklini elealalım!

   Abdest alınız, üzerinizdeki giysiler ter kokusu dahi olmamalıdır. Gül kokusunu sürünebilirsiniz. Sessiz bir yerde tek başınıza Kıbleye doğru ve namaz kılacak şekilde hareketsiz oturun ve bütün dikkatinizi göğsünüzün merkezine yoğunlaştırın, içiniz sakinleşmiş bir hale gelsin. Zihninizi meşgul eden her şeyden ve kaygılarınızdan kurtulun. Allah (c.c)'ni düşünmekten başka hiçbir şeyin aklınıza girmesine izin vermeyin.

   Nefes çalışmasına başlayın. Derin bir şekilde ciğerlerinize “bir seferde” nefes doldurunuz. Ve arkasından yavaş yavaş bir şekilde ciğerlerinize doldurduğunuz nefesle birlikte; bir rakamından 21 rakamına kadar sayarak ciğerlerinizdeki nefesi boşaltınız. Bu çalışmayı üst üste 10 kez tekrarlayın. Bu çalışma sonucunda içinizde bir rahatlama olacaktır. Rakam âdetini 1’den, 25’ e çıkartınız. Daha sonraki çalışmalarınızda rakam âdetini çoğaldıkça göğsünüz genişleyecek ve kalbinizde bu rahatlık hissi çoğalacaktır.

   Bu ritmik çalışmalar kontrollü olarak devam etmelidir. Bu çalışmalar sonucunda; göğsünüzde bir genişleme hissedeceksiniz bunun devamı olarak zikre ve duaya başlamanız gerekir: nefes alırken, zihinsel olarak her

bir nefes alma ve vermede "Allah (c.c)" adını zikredin. Göğsünüzün tam ortasındaki kalp merkezinize odaklanın. Nefesinizin yavaş yavaş kalp merkezinize masaj yaptığını ve onu sakinleştirdiğini hissedin. Hiçbir zihinsel engelle karşılaşmaksın doğal olarak yapmaya başlayana kadar buna devam edin.

   Daha sonra, kalbinize bakın ve orada yüklü izlenimleri hissedin. Bunlar günlük yaşamın olağan kaygıları olabilir. Bütün bu izlenimlere, nefesin kalp üzerindeki yumuşak masajı ile dikkatinizi yoğunlaştırın ve onları boşaltın.

Devam ettikçe, derin anılar ya da duygular görünür hale gelebilir. Reddetme, kendine acıma, korku ya da öfkeyle karşılaşabilirsiniz. Karşınıza ne çıkarsa çıksın, onu doğrudan gözlemleyin ve idrakin ışığını üzerine yansıtın. Nefes çalışmasına hatasız devam ediniz.

Allah sizlere kolaylık versin!

  
768 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam12
Toplam Ziyaret30032
Hava Durumu
Saat